Güneş Koruyucu Her Zaman Sürülmeli mi?

Cilt bakımında en gerekli adım güneş koruyucu sürmek!

Gerekli çünkü: güneş koruyucular cilt kanseri ve erken yaşlanmaya neden olan UVA ve UVB ışınlarını filtreliyor; bu yüzden hem sağlık açısından gerekli hem de estetik açıdan faydalılar.

Eskiden güneş kremlerini sadece yaz aylarında kullanırdık. Hatta yazın da sadece tatile gittiğimizde, sahilde sürerdim.

Sonra her şey değişti…

Güneş bilinen kanserojen sınıfına alındı! Evet, güneş cilt kanseri riskini arttırıyor. Bu da sadece yazın tatilde kullandığımız güneş kremlerini yılın her günü, 365 gün boyunca kullanmamızı gerektirdi.

Kısacası; sezonsal satış trendi olan güneş koruyucular, tüm sene kullanılması gereken ürün kategorisine alındı.

Güneş koruyucuların tavsiye edilen kullanım şekli değişince, beraberinde soruları da getirdi:

  1. Sadece yılın belli dönemi uygulanan kremleri tüm sene boyunca vücuda sürmek uzun vadede sağlık açısından bir problem yaratır mı?
  2. Evde ya da kapalı bir ortamdayken de güneş kremi sürmemize gerek var mı?
  3. Tüm sene güneş kremi kullanırsak D vitamini eksikliği çeker miyiz?

Benim yukarıdaki sorulara karşı duyduğum cevaplar:

  1. Güneş bilinen kanserojen. Dolayısı ile güneşten korunmamak daha zararlı.
  2. Evet kapalı ortamdayken de mutlaka güneş kremi sürmeliyiz. UVA ışınlarını camlar filtrelemiyor.
  3. Tüm sene boyunca güneş koruyucu kullananlarda D vitamini eksikliği görüşmemiştir. D vitamini takviyesi ya da kol içinizi bir kaç dakika güneşe tutarak vücudun D vitamini salgılamasını sağlayabilirsiniz.

Güneş koruyucular tüm sene kullanılan ürünler haline gelince bazı ülkeler yeni nesil filtreler üretmeye başladı. Özellikle Avrupa bu konuda öncü oldu; güneşe dayanıklı, bazıları vücut tarafından emilmeyen, sağlık açısından bir problem yaratmadığını söyledikleri yeni nesil filtreler çıkardırlar.

Ama Amerika, Avrupa ya da Uzak Doğu ülkelerinde kullanılan yeni nesil filtreleri kendi ülkesine sokmadığı gibi, kendi ülkesinde halihazırda kullanılan 14 adet eski nesil güneş filtrelerinden sadece ikisini güvenli kategoriye aldı, ikisini güvensiz bulduğu için yasakladı, diğer 10 filtre için de güvenli olduklarına dair daha fazla kanıt istiyorum dedi.

Bu yazıda önce;

  • Neden Amerika’nın eski nesil filtreler hakkında daha fazla veri istediğini,
  • Neden yeni nesil filtreleri ülkesine sokmakta direndiğini açıklayacağım.

Ardından;

  • Lab Muffin olarak bilinen kimyager Michelle’nin ‘Evde güneş kremi sürmüyorum’ dediği son blog yazısını sizlerle paylaşacağım.
  • Son olarak da, bir tüketici olarak kendi görüşümü sizlerle paylaşacağım.

!! Tüketici olarak kısmını bilerek koyu yazdım. Bir dermatolog, eczacı, kimyager ya da toksikolog değilim. Sadece bu bilgileri değerlendirip, buna göre karar veren bir kozmetik tüketicisiyim.

Ayrıca;

Belirtmekte fayda var; bu blog yazısı size bir ‘tavsiye’ niteliğinde değildir! Yazının hiçbir yerinde ‘güneş kremini bırakın’ diye bir tavsiyede bulunmuyorum! Hele ki cilt kanserinden koruyan, Amerika’da ilaç statüsünde olan bir ürün için böyle bir tavsiye vermem akıl karı olmaz. Sadece kendi düşüncelerimi paylaşıyorum.

1) Amerika Neden Güneş Filtreleri için ‘Güvenli Olduklarına Dair Daha Fazla Veri İstiyorum’ Dedi?

Öncelikle kısaca şunu belirtmekte fayda var. Amerika’da güneş koruyucular kozmetik ürün kategorisinde değil, reçetesiz satılan ilaç kategorisinde. Bu da bu ürünler için kullanım güvenliğine göre hükumet tarafından daha fazla veri istenmesi ve FDA onayından geçmesi demek.

Avrupa’da ise güneş koruyucular kozmetik ürün kategorisinde. Dolayısıyla, ilaçların tabi olduğu prosedürlere tabi olmayan kozmetik ürünler, kendi tabi oldukları güvenlik kriterlerini geçtikten sonra Avrupa’da daha hızlı piyasaya çıkabiliyor.

Amerika işlerin kendi ülkesinde yavaş yürüdüğünün farkında. Bunu hızlandırmak için 2014 yılında ‘Sunscreen Innovation Act’ yani ‘Güneş Koruyucu İnovasyon Yasası’nı çıkardı. Bu yasa, reçetesiz satılan güneş koruyucuların güvenli ve etkili olduklarına dair karar verilme sürecine alternatif bir yol sunuyor.

Buna göre, eğer filtreler GRASE (generally recognised as safe and effective) yani ‘genel olarak güvenli ve etkili’ statüsünde olurlarsa, FDA’dan onay beklemeden piyasaya çıkabilecekler.

FDA güneş koruyucuları tüm sene boyunca, bulutlu soğuk havada bile, kullanılması gerektiğini belirtiyor.

Mayıs 2019 yılında JAMA adlı hakemli dergide güneş filtreleri hakkında bir makale yayınlandı. Buna göre bazı filtreler maksimum kullanım tavsiyeleri doğrultusunda (ürün etiketi üzerinde belirtilen kullanım tavsiyesine göre) vücuda uygulandığında aktif içerikler ciltten emilip vücuda giriyordu. Bu yeni kanıtlanmış bilgi olmasa dahi FDA’nın ilgisini çekti ve bu araştırmayı takiben yeni bir araştırma yapmak istiyorum (follow-up study) dedi.

Ve FDA’nın yürüttüğü bu araştırma Ocak 2020 yılında yayınlandı. Geçen seneki araştırmada dört filtre incelenmişken, FDA bu sefer altı filtreyi (avobenzone, oxybenzone, octocrylene, homosalate, octisalate, and octinoxate) inceledi. Bu filtreler hem vücuda tek sefer uygulandı hem de her iki saatte bir yenilenecek şekilde uygulandı. Araştırma sonucunda altı filtrenin de kana karıştığı tespit edildi.

Peki bu araştırma geçen seneki araştırmadan farklı olarak ne buldu?

FDA’nın bu yeni araştırması; filtrelerin vücuda girdikten sonra sanılandan daha uzun süre kanda kaldığını tespit etti.

FDA hala şunu söylüyor; ülkemizde bulunan kimyasal UV filtreleri için daha fazla güvenli olduklarına dair veri istiyoruz fakat; bu filtrelerin güvensiz olduğu anlamına gelmiyor sadece güvenli olduklarından emin olmak için daha fazla veri istendiği anlamına geliyor.

Güneş bilinen kanserojen, güneşe karşı aldığınız diğer önlemlerin yanı sıra (güneş gözlüğü, kıyafet) güneş kremlerinizi kullanmaya devam edin.

FDA’ya göre GRASE statüsünde olan yani ‘genel olarak güvenli ve etkili’ olan iki filtre var. Bunlar mineral filtre olan titanyum dioksit ve çinko oksit. Diğer filtreler ise henüz GRASE statüsünde değil, veri geldikçe onlarda bu statüse geçebilecekler. Ama tekrar ediyorum GRASE statüsünde olmasalar bile kullanımları devam edilmeli çünkü güneşe karşı koruyorlar.

Ceyda’dan Not: Eğer bu eski filtreler içinize sinmiyorsa, güvenli kabul edilen titanyum dioksit ve çinko oksit içeren kremlere geçiş yapabilir ya da yeni nesil kimyasal güneş filtrelerini tercih edebilirsiniz.

Peki şirketler, FDA istediği halde, neden FDA’ya filtrelerin güvenli olduğuna dair bilgi vermiyor?

Bu kısımda vereceğim bilgileri bir yasama organı devlet kurumu olan GAO yani ABD Hükümeti Hesap Verilebilirlik Ofisi 2017 yılı raporundan çevirerek aktaracağım.

Güneş Koruyucu İnovasyon Yasası GAO (U.S. Government Accountability Office) yani ABD Hükümeti Hesap Verilebilirlik kurumu, Güneş Koruyucu İnovasyon Yasası kapsamında hüküm vermek zorunda. Bu rapor FDA’nın bu süreçteki işleyişini anlatıyor.

FDA’nın UV filtrelerini GRASE yani ‘genel olarak güvenli ve etkili’ statüsüne geçirmek istemesinin nedeni şu (direkt çeviri):

‘FDA, güneş kremi kullanım sıklığı ve dozajının arttığını belirtmiştir. Ayrıca bilimsel anlayışta ve güvenlik değerlendirmesi yöntemlerinde günümüzde ilerleme katedilmesi, FDA’nın filtreler hakkında daha fazla veri talep etmesini gerektirmiştir.’

Bu ek veriler insan testleri, hayvan testleri ve verimlilik testlerini kapsamaktadır.

Peki neden şirketler FDA’ya veri vermiyor?

Bunun üç nedeni var:

  1. Yatırım Getirisi: FDA’nın istediği testlerin maliyeti milyon dolarları buluyor ve bu testleri yapmak yıllar alacak bir süre. Bazı üreticiler eski filtrelerin güvenli olduğunu kanıtlamak için para harcamak yerine, bu parayla yeni nesil filtre üretebileceğini söylüyor.

Yani neden eski filtrenin güvenliği için milyon dolarlarımı akıtayım ki? Bu parayla gider yeni nesil filtre geliştiririm diyorlar.

     2.  Alternatifler kabul edilmiyor: Bazı şirketler şunu belirtmiş; vücuttan emilim için FDA’nın önerdiği test dışında başka bir test yapmayı teklif ediyoruz ama FDA bunu kabul etmiyor.

FDA filtreler için kanserojen olup olmadıklarına dair MUsT (Maximal Usage Trial) ve diğer bir takım testleri yapacaksınız diyor. Şirketlerse MUsT testinin nasıl yapılacağını bilmiyoruz ayrıca bunun protokolü de yok diyor. MUsT testi yerine, bir şirket, diğer ülkelerdeki deneyim raporunu size gösterelim demiş. FDA ise bu rapor kanserojen testleri yerine geçmez diyerek talebi reddetmiş.

      3. Hayvan testleri: Bazı şirketler hayvan testleri yapılmasının dünya çapındaki işlerine gölge düşüreceğini belirtmiş. Eğer hayvan testi yapılırsa hayvan severler ve bazı yatırımcılar tarafından olumsuz karşılanacaklarını belirtmişler.

İşte bu tür engellerden dolayı maalesef yeni veriler gelemiyor ya da gelmekte gecikiyor.

2) Neden Amerika Yeni Nesil Güneş Filtrelerini Onaylamıyor?

Chemical & Engineering News’ın haberine göre (2015) FDA’nın Avrupa’da, bizim ülkemizde ve Uzak Doğu ülkelerinde kullanılan filtreleri onaylamamasının nedeni ‘veri eksikliği’.

Filtre üreticileri FDA’ya pazar geçmişi verisi sunmayı teklif etmişler; yani bu filtreleri bakın bunca sene boyunca bu ülkeler kullanıyor ve bir sağlık sorunu yaşanmadı raporu. FDA ise bunu yetersiz bulmuş.

FDA’nın reçetesiz ilaçlar direktörü Theresa M. Michele : Amerika’lılar ürünlerin güvenli olduğu konusunda FDA’ya güveniyor. Pazar geçmişi bilgisi bize uzun vadeli kullanım bilgisini vermez; örneğin bu filtreler kanser ya da üreme problemlerine yol açıyor mu? bunun cevabını bize pazar geçmişi bilgisi veremez’ demiş.

Sonuç FDA eski filtreler güvenli mi diye araştırmaya devam ederken, yeni filtreleri de kolay kolay ülkesine sokmuyor.

Yeni Nesil Filtreler

Yeni nesil filtreler eski filtrelere göre ışığa dayanıklı. Ayrıca bazıları cilt tarafından kolay kolay emilmiyor bile! Örneğin Tinosorb M, Mexoryl SX (bu filtre Amerika’da kullanılıyor), ve Univul T nin emilimi çok düşük.

Bu filtreler ve diğer yeni nesil kimyasal filtreler güvenle uzun yıllardır kullanılıyor.

Lab Muffin ‘Evde Güneş Kremi Sürmüyorum’ dedi…

Lab Muffin isminde blogu, Youtube kanalı ve Instagram hesabı olan, kimya doktorası bulunan Michelle son postunda ‘Kapalı alanda güneş koruyucu sürmeli miyiz? Bir analiz’ başlığında blog yazısı ve Youtube videosu paylaştı.

Michelle’e göre herkes güneş koruyucu kullanmak zorunda değil. Ayrıca cilt bakım camiasında güneşin öldürücü bir lazer olduğu ve hiçbir istisna olmaksınız her gün kullanılması gerektiği bilgisi, bir çok ülkedeki son bilimsel çalışmaların dediklerini yansıtmıyor.

Michelle’e göre UV ışınlarının faydaları da var; vücudumuz UVB ışınları sayesinde D vitamini, UVA ışınları sayesinde de nitrik oksit üretiyor.

Ayrıca İngiltere ve Avustralya’nın da içinde bulunduğu bir çok ülke, dışarı çıksanız bile her gün güneş koruyucu kullanmayı tavsiye etmiyor.

Avustralya Kanser Kurulu ‘Ulusal Kanser Kontrol Politikası’ sayfasında UV ışınlarının zararlarından ve faydalarından bahsediyor.

Site şu bilgiler yer alıyor:

  • İlkbahar, sonbahar ve kış aylarında eğer UV endeksi 3 ya da üzerinde ise mutlaka güneş koruyucu kullanmanız gerekiyor. Yazın ise Avustralya’da endeks hep 3 üstü olduğundan her gün kullanılmalı.
  • Sonbahar ve kış aylarında, endeks 3’ün altında ise, güneş koruyucu kullanmamanız tavsiye ediliyor ve hatta cildinizin bir kısmını örtmeyerek güneşe çıkmanız öneriliyor.

Ayrıca Lab Muffin, önemli bir kaç noktaya da değinmiş. Güneş koruyucu gerekliliğinde ten renginin önemi (siyahi ırkın daha az ihtiyacı olması gibi), belirli sağlık durumları ve cilt bakım ürünü kullanımı gibi.

Mesela, fiziksel peelingler değil ama kimyasal peelingler fotosentetif. Yani güneşe karşı cildi hassas hala getiriyor. Eğer AHA içeren ürünler kullanıyorsanız, cildiniz güneşe karşı hassaslaşacağı için mutlaka en az 30 faktör güneş koruyucu kullanmanız lazım. AHA’ların fotosentetif olduğuna dair bilimsel araştırmaya buradanulaşabilirsiniz.

Amerika’da satılan AHA ve BHA içeren ürünlerin üzerine, FDA’nın belirttiği üzere, ‘Bu ürün cildinizi güneşe karşı hassas hale getirir. Mutlaka beraberinde güneş koruyucu kullanmalısınız’ ibaresinin yazılması zorunlu.

Lab Muffin detaylı blog yazısında, açık havada maruz kalınan UV ışınları ile kapalı ortama sızan UV ışınlarının etkilerini matematiksel olarak açıklamış. Kendi odası camdan uzak olduğu için, doğrudan güneş ışığı almadığı için evdeyken güneş koruyucu sürmüyormuş.

Camlar UVB ışınının hepsini, UVA ışınlarınınsa 1/4’ünü bloke ediyor.

Benim tüm bunlardan kişisel çıkarımım

Güneş ışınları bilinen bir kanserojen! Dolayısıyla kimyasal filtreli ve mineral filtreli güneş kremlerini düzenli olarak sürüyorum. Hamilelik dönemimde ve şu an emziriyorken kullandığım güneş koruyucuların büyük bir çoğunluğunun mineral filtre olmasına özen gösterdim.

  • Emzirme dönemi sonunda, kullanım kolaylığı nedeni ile rutinimde kimyasal filtrelere daha fazla yer vermeyi düşünüyorum. Yüzüm için kimyasal filtreleri tercih edebilirim, vücut içinse, daha büyük bir alan olduğu için tercihimi mineral filtrelerden yana kullanırım.
  • Benim evde uzun zamanımı geçirdiğim, ders çalıştığım oda konumu itibari ile çok güneş almıyor ve masam camdan uzak. Dolayısı ile evdeyken güneş kremi sürmeyi düşünmüyorum.
  • Fakat güneşi direk alacağım, cama yakın bir yerde vaktimi geçiriyorsam (bazen güneş alan, camın yanında bulunan salonda yemek masasında ders çalışıyorum), o zaman evdeyken de güneş kremi kullanırım.
  • Sonbahar, ilkbahar ve yaz aylarında dışarıda yarım saat bile geçiriyor olsam mutlaka güneş kremi sürerim. Ama kışın UV endeksi 3’ün altında ise güneş koruyucu kullanmam.

!! UV endeksini nasıl görebiliriz? Çok kolay app store’da UV Index Now – UVI Mate uygulamasını indirerek o an bulunduğunuz konum ve saatte UV endeksi ne kadar görebilirsiniz. 

Tüm bunlardan ayrı olarak madem çok uzun oldu yazı varsın biraz daha uzun olsun 🙂 Bir konuya daha değinmeden geçmek istemiyorum.

Biz insanlar zannediyoruz ki kendi düşüncelerimizin, tutumlarımızın her zaman farkındayız. Ama maalesef her zaman bu böyle olmuyor. Bazen nasıl davrandığımızı analiz edip ‘A demek ben aslında böyle düşünüyormuşum’ diyoruz. Yani davranışımızı analiz edip, kendi düşüncelerimiz, tutumlarımız hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bu psikolojideki Self-perception (Öz algılama) teorisi.

Ben bu teori sayesinde güneş koruyucuları ne amaçla kullandığımı keşfettim. Baktım nasıl uyguluyorum güneş koruyucuları. Mesela hava sıcak vaktimin bir kısmını dışarıda geçireceğim diyelim. Güneş kremini yüzüme ve boynuma sürüyorum. Peki ya kısa kollu t-shirt ve şort giydiysem, açıkta kalan yerlere de güneş kremi sürüyor muyum? Baktım ki ‘a hayıır ben sadece yüzüme ve boynuma sürüyorum’ Dışarıda güneş kremi tazelerken yüzüme, boynuma tekrar sürüyorum ama yanımda büyük boy güneş kremi yok vücudumun geri kalanına sürmek aklıma gelmiyor. Demek ki benim güneş kremi kullanmamdaki motivasyonum erken yaşlanmayı ve pigmentasyonu engellemek. Peki ya cilt kanseri?

İşte o konuda hiç titiz davranmamışım.

Bundan sonra tüm vücuduma da sürmem gerektiğini hatırlardım.

Bu yazıda bir hatam olduysa lütfen beni bilgilendirin. Objektif şekilde okuduğum haber ve bildirileri yazdım, sona kendi görüşümü ekledim. Bir doktor, eczacı, kimyager ya da toksikolog olmadığımı tekrar hatırlatmak isterim.

Sevgiler,

Ceyda Sinağ

Referanslar:

https://labmuffin.com/should-you-wear-sunscreen-indoors-an-analysis-with-video/

https://wiki.cancer.org.au/policy/Position_statement_-_Risks_and_benefits_of_sun_exposure#Balancing_harms_and_benefits_of_sun_exposure

https://cen.acs.org/articles/93/i20/Decade-FDA-Still-Wont-Allow.html

https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2733085

https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2759002?guestAccessKey=81a4a1e1-66d2-4f85-8d80-8d4d1aa1c56e&utm_source=For_The_Media&utm_medium=referral&utm_campaign=ftm_links&utm_content=tfl&utm_term=012120

https://www.gao.gov/products/GAO-18-61